PLATONİK / Bölüm 2 / Sahne 9

YAREN : CESARETİN VAR MI AŞKAAA? ÇARPIYOR KALBİM BİR BAŞKAAA. SENDE BÖYLE SEVSEN KEŞKEEE. DESEN BANA YAAAAAAR !!!
(Cenk odasına doğru giderken, Yaren'in yüksek sesle şarkı söylediğini işitir ve Yaren'in odasına girer.)
CENK : Yareeeen!
YAREN : SENDE BÖYLE SEVSEN KEŞKEEE DESEN BANAA...
CENK : YAAAAAAAAR.......EEEEEEEEEEEEEN !
(Yaren oturduğu yerden iki karış sıçrar ve damağını kaldırır. Kulaklığını çıkartıp,müziği kapattıktan sonra abisi ile konuşmaya başlar.)
YAREN : Ayyyy abiiiiiii! Ödümü kopardın ya.Ne güzel kaptırmışım kendimi şarkıya,söylüyordum öyle.
CENK : Yaren sen iyi misin Allah aşkına?
YAREN : İyiyim abi. Aslında iyi değilim. Ne iyiyim ne kötü. %60 kötü %30 iyi. Yok yok %70 kötüyüm ya. Ya da %90. Off efkarlıyım bee abiiiiii..
CENK : %100 rahatsızım bende. Neyin efkarıymış bu saatte?
YAREN : Abi gece oldu ya,kaldım ya tek başıma. Ben birisini özlemeye başladım yine. Öyle böyle değil,çok fena özledim.
CENK : Belli oluyor içinde fırtınaların koptuğu,derinden özlediğin biri olduğu,sen burda bağırırken belki alt komşu uyutuyor oğlunu...
YAREN : UYUSUN DA BÜYÜSÜN NİNNİİİ.........
CENK : Bağır bağır biraz daha bağır.
YAREN : TIPIŞ TIPIŞ YÜRÜSÜN NİNNİİİ.........
(Duvardan tak tak diye sesler gelir.)
YAREN : Aaa baksana bebek uyumuş abi. Duvara vurmalarından anladım,herhalde teşekkür ediyorlar.
CENK : Hayır Yaren,rahatsız olduklarından dolayı senin o çeneni kapamanı istiyorlar.
YAREN : Abi şu duvara vur iki kere akıllı olsunlar yoksa ''Gangnam Style' açarım şimdi sabaha kadar zıplarım yemin ediyorum. İnsan kendi evinde şarkı söyleyemiyor be.
CENK : Bak bu saatte şarkı söylenmez kardeşim,millet uyuyor. Senin gibi oturmuyor sabaha kadar.
YAREN : Uyurlar tabii ki. Sevdikleri yanında uyuyor daha ne olsun. Oh ne güzel hayat vallah. Biz burda hasret çekelim, onlar birbirlerine sarılarak uyusun.
CENK : Kardeşim orası öyle tamam haklısın ama benden bir sana abi tavsiyesi ; geceleri şarkı dinleme,dinlemeyi geçtim içinden gelse de söyleme bile. Biri duysun veya duymasın bunlar önemli değil.
YAREN : Neden ki?
CENK : Çünkü gece kalbindekileri dinlemeye başlarsın. Çünkü en çok geceleri özlersin birini. Çünkü en çok geceleri yalnız kalırsın. Birine ihtiyaç duyarsın. Seni anlayan ve dinleyen birine. Kimseyi bulamazsın. Şarkılardan medet umarsın. Senin hissedipte anlatamadıklarını birkaç dakikada anlatması için ruh haline uygun bir şarkı aramaya başlarsın ve onu bulunca tekrar tekrar dinlemeye başlarsın. Gecenin sessizliğiyle, seni hüzünlendirmekten başka birşeye yaramaz. En olmadık kişileri özlemeye başlarsın,kendin bile şaşırırsın ve sonra efkar denen şey ortaya çıkıyor senin dediğin gibi.
YAREN : Abi ne de güzel anlattın vallah,gerçekten öyle oluyor.
CENK : Mesela o dinlediğin şarkı için aynı şeyleri düşünüyor musun? Bu gece takılıp kaldığın şarkı o mu? Ya da şöyle sorayım duygularını en iyi anlatan şarkı o mu? Cesaretin var mı aşka mı?
YAREN : Evet abi sanırım bu.
CENK : Benimde en sevdiğim şarkıdır,değişmez yani.
YAREN : Abi zaten platonik aşıksan en sevdiğin şarkı %90 bu olur.
CENK : Platoniğiz ya. Aa bu arada sana söylemeyi unuttum,şimdi aklıma geldi. Ekmek almaya giderken, Ebru'yu gördüm!
YAREN : Aaa gerçekten mi abii?
CENK : Eveeet! Hatta o beni farketti. ''Ceeeenk'' dedi,ben zaten o anda koptum dünyadan. Adımı ondan duyunca o kadar çok hoşuma gidiyor ki ama bi heyecan yaptım yine hiç sorma.
YAREN : Nasıl oldu öyle ya? Anlatsana abi merak ettim.
CENK : Yere baka baka gidiyordum işte,bi baktım karşımda Ebru. İçimden bir ses diyor ki ; ''Sımsıkı sarıl bırakma,hiçbir yere gitmesin bir daha.Öyle bir sarıl ki kendini sana ait hissetsin.'' ama dinlemedim,cesaret edemedim yani.
YAREN : Bi kerede dinle abi şu içinden gelen sesi, belki doğruyu söylüyordur.
CENK : Hep öyle oluyor ya. Dinleyeceğim,dinleyeceğim diyorum karşıma gelince tutulup kalıyorum.
YAREN : Abi ya o da bir insan sonuçta senin gibi, o kadar çekinme ya.
CENK : Gerçekten büyüleyici bir insan o. Hatta bir melek diyebilirim.
YAREN : Abi belkide sana öyle geliyordur,melek yüzlü şeytandır belkide.
CENK : Hişşşşşşş! Sakın öyle deme bir daha,kızarım bak. Melek o melek.
YAREN : Tamam abi birşey demedim,ee anlatıyordun sonra ne oldu?
CENK : Çok mutlu oldum ya. Salak salak gülümsemeye başladım. Hiçbirşey düşünemedim o an. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki anlatamam sana. O da anladı galiba benimle konuşmaya başladı,çok tatlıydı. Gözlerimi kapatıp sadece o masal gibi gelen ses tonunu dinlemek istedim bir an,gözlerine bakamıyordum ki.
YAREN : Neden ki abi? Heyecanın daha çok artar diye mi?
CENK : Evet ya aynen öyle ama zamanla öğreneceğim galiba gözlerine bakmayı da.
YAREN : Abi bence bir daha ki sefere ne yapıp et gözlerine bak. Konuşamıyorsan susup kal öyle ama asla ayırma gözlerini ondan. Sen sus gözlerin konuşsun be abi.
CENK : Kalp krizinden ölüp giderim vallah.
YAREN : Allah korusun abi ya olur mu öyle şey? Alt tarafı gözlerinin içine bakıcan. Bak şarkıda bile diyor; ''Konuşmadan gözlerinle beni sevdiğini söylesen.'' diye. Belkide onunda istediği şey budur.
CENK : Çok utanıyorum ben ya. Karşısına geçip cümle bile kuramıyorum yani.Gözlerine bakmayı beceremiyorum işte beceremiyorum.
YAREN : Ne var bunda abi ya? Sanki çok zor birşey.
CENK : Evet çok zor. Mesela sen çıplak gözle,öğlen sıcağında güneşe bakabilir misin?
YAREN : Bakamam da abi onunla bunun ne alakası var ki şimdi?
CENK : İşte bu da öyle birşey işte ama ben güneşe bakarım bi tek Ebru'nun gözlerine bakamam. Yok ya ben güneşe de bakamam.
YAREN : Güneşe bakmak bir güneş gözlüğü gerektirir ama aşık olduğun insanın gözünün içine bakmak cesaret gerektirir.
CENK : Heh işte o yok bende. Aşk var,sevgi var,sadakat var,saygı var. Var da var yani. Ama cesaret yok ne yapacağım? Cesaret hapı mı yutsam? Yürek yiyip mi gitsem yanına bilmiyorum ki ne zaman çıkacağı da belli olmuyor ki karşıma. Hayalet gibi kız valla.
YAREN : Abi biraz kendine özgüvenin gelsin ya.
CENK : Utangaç biriyim biliyorsun birde üstüne aşık olmuşum ben elimden başka birşey gelmiyor ki özgüven gelsin. Kardeşim ben bu kızla ne zaman doğru düzgün konuşabileceğim ya? Ne zaman karşısına geçip, adam akıllı 2 kelime edebileceğim? Acaba ne zaman onu sevdiğimi gözlerine bakarak uzun uzun anlatabileceğim? Çıkmaz ayın son perşembesi derler ya. Benimki de o misal.
YAREN : O kadarda imkansızlığa kapılma be abi. Herşeyin zamanı vardır,belki şimdi söylemek nasip olmuyordur çünkü iyi şeyler olmayacaktır sonunda. Belkide o yüzden çıkmıyordur en güzel kelimeler saklanıyordur bi yerde.
CENK : Hem sevdiğimi biliyor. Ben niye kasıyorum ki bu kadar kendimi?
YAREN : Ama sen utanıyorum diyosun abi. Böyle yaptığın sürece ne o kız senin olur,ne senin için rahat eder.
CENK : Ne benim ne de bir başkasının olsun. Yeter ki gözlerimin görebildiği bir mesafede olsun. Yeter ki onu her gördüğümde midemde kelebekler uçuşuyor olsun. Yeter ki kalbim her zamankinden daha hızlı atıyor olsun.
YAREN : Abi sen hayran olmuşun resmen ya. Hadi aşık olmayı da geçtim. Nasıl etkiledi ki seni bu kadar? Gerçekten anlamıyorum.
CENK : Ahhh kardeşim gülüşü yeter ya. Bak yine o gülen gözleri aklıma geldi,içim yine bir kıpır kıpır oldu bir hoş oldu birdenbire. Aklıma geldiğinde bile beni bu kadar mutlu ediyor işte. Yanıma gelince nasıl mutlu olduğumu sen düşün,utanmasam sevinçten zıplayacağım yanında.
YAREN : Vay bee! İnsan gerçekten kıskanıyor abi ya,sen onu anlatırken diyorum ki içimden ; ''Keşke benide böyle seven birisi olsa ama nerde?'' Biri var yürekten seven,o da abim işte.
CENK : Belkide vardır bu kadar emin olma,kesin vardır ya ama elde etmek için seviyordur,yani sevgilin olmak için. Ama ben öyle sevmiyorum işte,ben karşılıksız seviyorum.Sevgili olmasak bile yanımda olsun,gülüşünü istediğim zaman göreyim o sesini istediğim zaman duyayım benim için yeter. Aşk böyle birşey işte. Yani benim için öyle. Ben onu her gördüğümde bu duyguları hissedebileyim,yeter benim için. Bu yüzden platonik seviyorum galiba, yani böyle uzaktan...
*****DEVAM EDECEK*****
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder