26 Haziran 2012 Salı
PLATONİK / Bölüm 2 / Sahne 5
(Nilay, televizyonda en sevdiği dizisini izlerken telefonu çalmaya başlar ve arayan en yakın arkadaşı Zehra'dır.)
15 Haziran 2012 Cuma
PLATONİK / Bölüm 2 / Sahne 4
(Cenk,odasına gidip eşofmanlarını giymek için hızlıca merdivenden çıkarken annesiyle karşılaşır.)
BEHİYE : Cenk sen hala burda mısın?
CENK : 2 dakika odamdan birşey alıp gelicem.
BEHİYE : Hadi çabuk.
CENK : Gidicem de anne,sohbete tutuyon beni burda yaa.
BEHİYE : Oğlum bak git!
CENK : Haha anne Yaren mi izletti o videoyu sana?Ondan gazı alıp beni mi dövücen? Süpürgen yok bir kere :) ....Ağhhhh terlik miydi o? Sırtıma geldi ya.
BEHİYE : Oğlum gitsene! Ne bekliyorsun ya?
CENK : Tamaağhhhh atma şunu anne bitmedi mi ya?
(Behiye sinirlenir,Cenk'i odasına kadar kovalar.Cenk kapıyı kapatıp,arkasına geçer.)
BEHİYE : Çabuk çık dışarı! Deli etme beni.
CENK : (Bu kadın beni birgün öldürecek vallah!) -Tamam anne kapıdan uzaklaşta çıkıcam ya.
BEHİYE : Elbet çıkıcan sen ordan.Allah'ın cezası,seni doğuracağıma taş doğursaydım ya!
YAREN : Anne ben varım ya,kızın taş taş.
BEHİYE : Allah'ım Ya Rabbim sen bana sabır ver...ne haliniz varsa görün.
CENK : ANNEEEEEEEEEEEE!
BEHİYE : Ne var ne?
CENK : Eşofmanlarım nerde ya?
BEHİYE : Oğlum napıcan eşofmanı? Alt tarafı fırına gideceksin be.
CENK : Koşarak gidicem ya rahat olsun.
BEHİYE : Oğlum bak gitmek istemiyorsan ver parayı kardeşine o gitsin,oyalama beni,işim gücüm var.
CENK : Yok,yok.Ben gidicem bu sefer eşofmanlarım nerde onu söylede gideyim anne.
BEHİYE : Off Cenk offff... Eşofmanların yıkandı,kuruyor şuanda.
CENK : Hadi yaa bende şans yok ki zaten.
BEHİYE : Hadi oğlum bahane üretme de git artık.
CENK : Eşofmanları ver anne,kuruturum kaloriferde ben...2 dakikada.
BEHİYE : Ya oğlum nereden geldi bu eşofman sevdası yoksa fırına eşofmanla giriş şart mı oldu?
CENK : Hahaha yok anne ne alaka ya? Ben kızı görücem kızı.Onun için eşofman şart.
BEHİYE : Niye eşofmansız göremiyon mu? Gözlük mü bu sanki?
CENK : Şans artıyo böyle,eşofman giyince.Karşına çıkıyor hemen.
BEHİYE : Hurafedir o hurafe.İnanma böyle şeylere.Hadi git böyle,üstündeki kot iyi.
CENK : Tamam anne ya napalım böyle gidicez artık.
(Cenk evden çıkar,fırına doğru yürümeye başlar.)
CENK : Yok ben birşeyi çok isteyince olmuyor yaa...ne zaman oldu ki zaten?Mutlaka bir aksilik,terslik çıkıyo ya.Al işte eşofman yok şimdi nah görürüm Ebru'yu...off alt tarafı fırına gidiyom niye heyecan yaptıysam böyle,beni beğenirse böyle beğensin ya.Niye bunları dert ediyorsam kendime?Bugün olmadı yarın görürüm ya fırının karşısı sonuçta,hem eşofmanlarda kurur bu sefer...Hahahaha....millet deli sanıcak valla ya şu olmadık zamanlarda aklıma gelen şeyler yüzünden.Off Ebru kafayı yedim sayende...
2 dk sonra
CENK : Allah Allah ne alacaktım ben yaa? Unuttum iyi mi?Ondan başka bişey düşünmezsen olacağı bu işte.Off en iyisi bi mesaj atayım Yaren'e.
(Cenk Yaren'e ''Ne alacaktım ben ya?'' diye mesaj atar ve fazla gecikmeden '' çikolata bitter olsun,abi unutma bide 2 paket cips alacaktın.'' cevabını alır.)
CENK : Ben bunun için mi çıktım dışarı ya? Neyse Ebru'nun evinin ordaki marketten alayım bari,belki görürüm onu da.Hadi bakalım inşallah.
8 dk sonra
(Cenk market alışverişini yapmış,eve dönmek üzeredir.)
CENK : Kız ben onu görmek isteyince yer yarılıyor,yerin dibine giriyor sanki.Yok böyle bişey ya bugünde göremedik iyi mi? Lanet olsun ya.
2 dk sonra
(Cenk anahtarıyla kapıyı açıp,eve girer.Kapı sesini duyan Yaren hemen Cenk'in yanına koşar.)
YAREN : Abii! Almışın söylediklerimi,teşekkür ederim.
CENK : Bişey değil yaa.
YAREN : Aaa ekmek almamışın!
CENK : Tabii ya ekmek alacaktım dimi ben off kafa kalmadı ki,bi koşu gidip geleyim ben.
YAREN : Abiii annem kızıcak yine çabuk ol,hemen git gel.
CENK : Allaaaaaaaaah!
(Behiye mutfaktan çıkar ve kapının orda Yaren'i görür.)
BEHİYE : Kızım sen nereye gidiyorsun?
YAREN : Hiç bi yere anne.
BEHİYE : Ee kapının orda ne işin var?Abin gelmedi mi hala?
YAREN : Yok ama merak etme gelir şimdi anne.Eli kulağındadır abimin.
BEHİYE : Eli nerde bilemicem ama aklı kesin kızdadır onun.Neymiş efendim eşofman giyince kızı görüyomuş,havasını yesinler.Bi ekmek almaya gönderiyoz,hemen kayboluyo.Çocukken de böyleydi bu.Ekmek almaya gönderirdim bi bakardım sonra gofret almış,yiyor sokakta.Hiç değişmedi,7'sinde neyse 70'inde o işte.
(Kapı çalar ve Yaren kapıyı açar.Babası Ogün'ü,görünce hemen boynuna atlar.)
YAREN : Babacığım hoşgeldin ya,bana ne aldın bakayım? Yoksaaa yine çikolata mı?
OGÜN : Dur bi kızım! Yeni geldim,bi nefes alayım.
BEHİYE : Hoşgeldin hayatım,nerde kaldın merak ettim?
OGÜN : Hoşbulduk,hiç sorma trafik baya sıkışıktı bugün,sofra hazır mı?
BEHİYE : Evet hayatım,geç otur.Cenk'te ekmek almaya gitti,onu bekliyoruz.
YAREN : Babaa hiç benle ilgilenmiyorsun yaa.Hani benim çikolatam?
OGÜN : Prensesim benim,yemekten sonra veririm olur mu?
YAREN : Yaaa ben şimdi istiyorum amaa hadii baba noluuuur.
OGÜN : Al hadi al,dayanamadım yine.
YAREN : Aaa beyaz çikolata,hemde en sevdiğimden,çok teşekkür ederim baba.Seni seviyoruuum!
OGÜN : Afiyet olsun kızım.Sen iste yeter ki ben her zaman getiririm sana.
YAREN : Sağol babaa,ben odama çıkıyorum.
BEHİYE : Yaren nereye? Yemek yiyicez şimdi.
YAREN : Siz seslenin ben hemen gelirim anne ya,birşey bakıcam.
BEHİYE : Bak çağırınca hemen in aşağıya.
YAREN : Tamam anne.
(Kapı çalar.)
*****DEVAM EDECEK*****
7 Haziran 2012 Perşembe
PLATONİK / Bölüm 2 / Sahne 3
(Ebru evinin yolunu tutarken,Tufan denizin açıklarında yaşam mücadelesi vermektedir.O sırada balık tutan iki balıkçı teknesiyle ilerlerken Tufan'ı farkederler ve tekneyi ona doğru sürmeye başlarlar.)
ARİF : Şuna bak şuna! Böyle birşey olamaz ya.
ASIM : Ne var ki orada? Ben hiçbirşey göremiyorum yoksa köpekbalığı mı gördün?
ARİF : Koca buzdağını görmüyor musun? Çevir dümeni,çarpacağız yoksa.
ASIM : Vallahi billahi ben birşey görmüyorum,sen sarhoş oldun da beni mi yiyorsun? Halisinasyon olmasın.Su vereyim mi su?
ARİF : Sen benle dalga geçersen,bende işte böyle sörf yaparım.
ASIM : Elim ,ayağım birbirine girdi.Bende diyorum ne kolpalıyor bu adam?
ARİF : Hadi len ordan inandın işte.Ne işi var burda köpekbalığının? Sen onu söyle bana.
ASIM : Ya ne bileyim ben,aklıma ilk o geldi.
ARİF : Ne adamsın ya.Bak bak ileride bir adam yüzüyor gibi,kulaçlarını görüyorum burdan.
ASIM : Yok bee sana öyle geliyor.Kaç senelik balıkçıyım şu denizde yüzen bir tane bile insan görmedim ben.
ARİF : Doğrudur zaten şu pis denizde kim yüzer ki? Biz bakmaya bile iğreniyoruz uzaktan.Sanki çöp arabaları ; bütün çöpleri bu denize döküyor gibi.Nasılsa dalga alıp götürür hepsini ya da direk denizin dibine gömülür.Maalesef insanların düşüncesi bu oldu.
ASIM : Bırak toplumsal mesaj vermeyi de şu şeyin yanına gidip bakalım neyin nesiymiş bu saatte?
ARİF : Bence çöpleri denize atmak yerine...
ASIM : Yeter ya! Ders vermeye mi geldin buraya?
ARİF : Ben ortaya konuşuyorum. Sen neden üzerine alındın ki şimdi?
ASIM : Başka adam mı var burda? Biz neyin peşindeyiz,sen gelmiş neyden bahsediyorsun?
ARİF : Sus be! Zaten siftahımız yok,sinirliyim birde sen tepemin tasını arttırma benim!
ASIM : Ariiif ! Şaka maka biri yüzüyor orada,bende farkettim şimdi.Çok enterasan! Islık çalayım,belki duyar.
(Islık çalar.)
ARİF : Ulan ben bile duymadım,o nasıl duysun?
ASIM : Dur çalabilecekmiyim bakalım? Uzun zamandır denemedim...ı-hı olmuyor.
ARİF : HEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEY...
(Tufan korkudan kulağını dışardan gelen seslere kapamıştır,umutsuzca kulaç atmaya devam eder.)
TUFAN : Ölüceğim ya vallahi boğulacağım burda.Allah'ım yardım et...Allah'ım yardım et bana.Daha fazla dayanamayacağım,dalgalar üzerime üzerime geliyor,çokta su yuttum.En kötüsü de koskoca denizde yalnız başımayım.Gerçek hayatımda olduğu gibi.Günahım neydi benim? Uhuuu giderek soğuklaşıyor eh-he...Nereye geldim ben ya? Yüz yüz bitmedi be.Birazda sırt üstü yüzeyim...Aaa yaşasın! Heeey burdayım ben,imdaaaat,yardım edin.Ya sesimde çıkmıyor ki.Buraya doğru geliyor,kurtuldum galiba.
ARİF : HEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEY...
TUFAN : İmdaaaaaaaaaat!
ASIM : Galiba gördü bizi.
ARİF : E yani bu kadar yakından da göremezse yuh artık.
ASIM : Belki,kördür. Şu denizin pisliğini gören atlamaz buraya hatta buraya yüzmeye bile cesaret edemez.Akıl işi değil bu! Delidir deli!
ARİF : El sallıyor,görmüyor musun? Fazla konuşmada kurtaralım şunu.
ASIM : Off birde erkekmiş bu,resmen hayal kırıklığı.
ARİF : Ya ne bekliyordun? Deniz kızı falan mı?
ASIM : Oooo! Onu düşünmedim değil.Ne hayaller kurmuştum oysa,onu görünce hepsi yıkıldı.
(Tekne Tufan'ın yanına yanaşır ve Asım'ın yardımıyla Tufan tekneye çıkar,boğulmaktan kurtulur.Bu yüzden çok sevinçlidir.)
TUFAN : Şükürler olsun,kurtuldum ya.Ya çok sağolun ya sizi bana Allah gönderdi...Allah razı olsun...teşekkür ederim...vallah ne kadar teşekkür etsem az şu durumda,siz benim hayatımı kurtardınız.
ASIM : Eyvallah,sağol sende.Bizim yerimizde kim olsa aynı şeyi yapardı.
ARİF : Verilmiş sadakan varmış.
TUFAN : Denize iPhone bağışladık,daha ne olsun.
ASIM : Dilencinin adını da biliyorsun,zenginsin galiba.
TUFAN : Yok.
ARİF : Biz 10 kuruş atamayız,bazıları iPhone atıyormuş,baksana Asım.İyi yere dükkan açtık.
TUFAN : Bilerek atmadım ya,düşmüş.
ASIM : Gömlek cebine koyup,amuda mı kalktın,naptın?
TUFAN : Onun gibi birşey,balıklama daldım öyle.
ARİF : Benim kafam karıştı,şöyle bir senaryo oluştu kafamda.Bir adamla kavga ediyorsun,iPhone düşüyor,tabii Deniz'de alıyor telefonu.
TUFAN : Yok,kavga etmedim,kaçtım ben.Direk atladım denize.
ASIM : Telefonu geri almaya çalıştıj,o da vermedi öyle değil mi?
TUFAN : O ruh haliyle düşünemedim,onu almayı.
ARİF : Bi iPhone için adamı öldürdün değil mi? Yazıklar olsun.
TUFAN : Bir dakika,bir dakika. Ya siz neyden bahsediyorsunuz? Ne adam öldürmesi ya? Denize atlamasam o beni öldürüyordu az kalsın,ödüm koptu.
ARİF : Ha?
ASIM : Vallah bu anlattığından birşey anladıysam Arap olayım.
TUFAN : Anlamayacak ne var bunda? Ben işte daldım denize,buraya kadar geldim.
ARİF : İlk uçakla ülke dışına kaçsaydın ya ne işin var burda?
TUFAN : O kadarda değil ama napayım ordan koşarak gelince kaçmak zorunda kaldım.
ARİF : Polis mi?
TUFAN : Yok,kızın abisi.
ASIM : Aaaa abiside mi varmış?
TUFAN : Evet,biliyordum ama karşımıza çıkacağını düşünemedim.
ASIM : Eh yani izliyordur bi yerden.
ARİF : Şimdi anladım...Kızı güzel görünce yazdın tabii.Heyecandan iPhone'u falan düşürdün sonra işte buraya kadar geldin,öyle mi?
TUFAN : Ben kıza yazmadım yaa o bana yazdı.Nasıl düştüğünü farketmedim sonradan düştü jeton.
ASIM : Kızda jeton mu düşürdü? Filmlerde olur ya fırsat bu fırsat.Merhaba ben...
TUFAN : Ne jetonu ya?
ARİF : Demekki kız telefonu evde unutmuş.
TUFAN : Yok ya yanındaydı.Telefonu düşüren benim zaten.
ARİF : Onu anladık be kardeş.Eeee jeton nasıl düştü o zaman? Elindeydi galiba.
TUFAN : Yok cebimdeydi artık nasıl atladıysam düşmüş işte.Güldü bana,dalga geçti.
ASIM : Para vermedin diye mi?
TUFAN : Para mevzusu değil ya aşk meşk işte.
ASIM : Benim yine kafam karıştı.İlk görüşte aşk mı?
TUFAN : Yok biz önceden görüşüyorduk zaten.
ARİF : Maddi durumun iyi mi?
TUFAN : Evet iyide neden sordunuz ki şimdi?
ARİF : Madem paran var yazık değil mi dilendiriyorsun sevdiğin kızı?
TUFAN : Arkadaş olarak seviyordum da hiç öyle düşünmedim.
ASIM : Abisinden tırstığın için mi?
TUFAN : Yok yaa ondan değil.Resmen dilendi bana yaa.
ARİF : Eee ne yapsın işi o.
TUFAN : Aynen ya işi gücü yoktu,benle uğraşıyordu hep.
ASIM : Arkadaşısın sonuçta birşeyler bekliyor senden,sende baya cimriymişsin be.
TUFAN : Her isteyene verseydik kalbimizi sonunda o duygusuz adamlardan biri olurduk,artık ben cimriyim bu konuda.
ASIM : Haklısın da ne biliyim. 1 lira atsan daha güzel olurdu herşey.
TUFAN : Geri dönüş yok artık.
ARİF : Allah rahmet eylesin,kardeş.
ASIM : Başın sağolsun.
TUFAN : Haydaaaa hangi birinize inanayım şimdi? Vuracak mısınız beni? Yani sorunumuz 1 liraysa atarız ya problem etmeyin,olacaktı cebimde...aaa 2 lira çıktı...hadi yine iyisiniz,birer birer paylaşırsınız...öldürecek gibi bakmayın ama alsanıza şunu! Kurutayım diyeceğim de her yerim ıslak,birşey olmaz yaa,kağıt para değil ki sonuçta.
(Tufan söylenirken Arif ile Asım kendi aralarında fısıldaşır.)
ASIM : ya ne diyor bu dangoz?
ARİF : psikolojisi bozuldu biz öyle diyince,kafayı yedi.
ASIM : bize zarar vermeden atalım tekneden en iyisi...
*****DEVAM EDECEK*****
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)