30 Nisan 2012 Pazartesi
27 Nisan 2012 Cuma
PLATONİK / Bölüm 1 / Sahne 10
SAHNE 10
( Yaren şiiri okuduktan sonra abisi Cenk ile sohbete kaldığı yerden devam ederler. )
YAREN : Süper olmuş abi ya,daha iyisi olmazdı yani.
CENK : Vallah sayende kardeşim,çok sağol.
YAREN : Sende sağol abi. Şimdi biraz daha örnek vericem daha açıklayıcı olsun diye...
CENK : Yapma abicim ya! Ben ne demek istediğini anladım,bu kadar yeter.
YAREN : Yetmez işte abi ya,platonik aşk o kadar kısa bir mevzu değil ki.
CENK : Biliyorum da hep aynı şeyler işte.Uzaktan sev,sevdiğini söyleme falan bunlar yani.Ötesi yok.
YAREN : Bunlarla sınırlı kalsa iyi,bunun daha 2. evresi var!
CENK : Hadi ya! Neymiş o ?
YAREN : Patlama evresi.
CENK : Nasıl yani? Platonik sevdiğin için birlikte olmadığından dolayı,sıkıntıdan patlayıp onu sevdiğini bırakma durumu falan mı?
YAREN : Öyle olsa yine iyi abi ya,dahada kötü :/
CENK : Eee anlat hadi...
YAREN : İçinde ona karşı sevgi o kadar büyür ki en sonunda söylemek zorunda kalırsın.
CENK : Ben utangaç adamım,hayatta söylemem biliyorsun.
YAREN : Ama bir zaman sonra uzaktan bakmakla yetinemezsin.Çünkü onunla birlikte olmak istersin.Seni ondan fazla kimsenin sevemeyeceğini düşünürsün ve gider söylersin abi.Karşılığını alacağını beklersin.
CENK : Ben söyleyemem ya,vallahi söylemem.
YAREN : Ee o zaman başkasını sevemezsin ki.
CENK : Öyle bir niyetim yok zaten kardeşim.
YAREN : Abi senin sevme şeklini çözemedim ben,bu kadarda platoniklik olmaz yani.
CENK : Karşılıksız seviyorum işte.
YAREN : Neden öyle seviyorsun ki abi? Böyle düşünürsen evlenemezsin bile,evde kalırsın ya!
CENK : Yok kardeşim o kadarda değil.Bir keresinde sevdiğimi söyledim,pişman oldum çünkü.
YAREN : Platonik aşık olduğun kişiye sevdiğini mi söyledin?
CENK : Evet.
YAREN : Hahahaha abi ya çok komiksin.
CENK : Niye gülüyorsun ki şimdi? Nesi komik bunun?
YAREN : Patlama evresini yaşamışın işte abi.Zaten patlama evresinde %95 hayal kırıklığına uğrarsın,ne bekliyordun ki yani?
CENK : Allah cezasını versin ya,aklıma getirdin şimdi benim.
YAREN : Nasıl olmuştu ki abi anlatsana ya.
CENK : OFFF ! Bizim eski oturduğumuz mahallede güzel bir kadın vardı.Sırf onu görmek için hergün sokağından geçerdim işte bazen o da bana bakardı,içim giderdi hep.Eve gelip hayalini kurardım.
YAREN : İlk evreyi geç,sevdiğini ne zaman söyledin ona?
CENK : İşte birgün tam karşı yoldan geliyordu,nasıl olduysa cesaret geldi.Nasıl muhabbeti kursam diye düşünürken... ona saati sormak aklıma geldi. '' Pardon! Saatiniz kaç acaba? '' dedim.
YAREN : Hahahaha o nasıl giriş ya? Ne cevap verdi peki?
CENK : ''Ne demek istiyorsun sen ya sapık.'' diyince saatin 4 olduğunu biliyordum. '' 5 var mı ? '' diye zarf attım. '' Şimdide dilenci ayağına mı yatıyorsun?'' dedi.
(Cenk bi yandan anlatırken Yaren gülme krizine girer.)
CENK : Yaa öyle değil...''Ben seni seviyorum'' dedim.Gülümsedi :) Elini çantasına attı,bende sandım numarasını falan vercek,heyecanla bekliyorum orada.Sonra kaşla göz arasında biber gazını bi sıktı yüzüme...Anlatamam nasıl yanıyor gözlerim,birde tokat attı.
YAREN : Sus abi sus ! Karnıma ağrı girdi ya hahaha....
CENK : Ondan sonra utanır oldum sevdiğimi söylemeye,bir dahada tövbe ettim taa ki biri bana aşık olduğunu söyleyene kadar... Sen ne gülüyorsun ya?
YAREN : Sinirim bozuldu ya :D Eee bi daha hiç görmedin mi onu ?
CENK : Çooook.
YAREN : Off o yüzle hala koştum deme peşinden!
CENK : Ya sevmişim bir kere,bırakır mıyım öyle kolay kolay.Napıyım bende son çare duygusal bir mektup yazayım dedim.
YAREN : Bak sen :)
CENK : Günlük tutuyorum ya ben,işte o süre zarfında ne zaman gördüğümü,onu her gördüğümde hissettiklerimi ve yaşadığım duyguları yazdım.''Merhaba ben yolda sana saati soran adam'' diye başlamıştım o günkü durumuda yazdım,birde telefon numaramı ekledim,evinin kapısının eşiğine attım işte...
YAREN : Eeeee...
CENK : Cevabıysa gecikmedi,1 gün sonra mesaj atmış bana.
YAREN : Aaaa ne yazdı ki ? :O
CENK : ''Biliyor musun çok salaksın ama sevdim seni...''
YAREN : Hadi ya! Sen ne dedin abi?
CENK : Sonra sevgili olduk işte!
YAREN : Eee ne güzel işte abi.Bide pişman oldum falan diyordun ayarlamışın ya, % 5 yani :)
CENK : Gün geldi,dedim ki ; '' Keşke sevdiğimi söylemeseydim,aptallık ettim.''
YAREN : Niye ki ayrıldınız mı yoksa?
CENK : Fazla sürmedi ya,beni terketti.Numarasını falan değişmiş,oturduğu evden taşınmış ona bi daha ulaşamadım ya.
YAREN : Hadi ya ! İsmini soyadını ver istersen abi.Ben Facebook'tan bulurum onu :)
CENK : Gerçekten mi ya ? Ya Facebook hesabı yoksa?
YAREN : Ne kadar oldu ki abi seni terkedeli?
CENK : Yaklaşık 4 ay olmuş.Boşver ya şimdi başkasını seviyorum ben.
YAREN : Olmaz öyle şey.!Ne olursa olsun bulucam ben onu görürsün abi,gerekirse eski mahallesine gider komşularına sorarım ''nereye taşındı?'' diye...Yok öyle bir insanı yüz üstü bırakıp çekip gitmek!Affedersin abi ama bu kadar kaşarlığa gelemiyorum ben.Kesin zengin birisini bulmuştur ya,adım gibi eminim.
CENK : Oha konu nerden nereye geldi ya?Şimdi birde onla mı uğraşıcaz ya?Unutmuştur bile beni,yeni sevgilisiyle mutludur şimdi.Hem Facebook hesabımı dondurdum ben,bir daha girmem.
YAREN : Kadınlar kendisine yapılan iyi veya kötü hiçbirşeyi unutmazlar.
CENK : Diyelim ki buldun onu.Ne diyeceksin ki?
YAREN : Sen orasını bana bırak abi. Yaren'im ben yaa :)
CENK : Sanki bulcakmışın gibi havalara girme hemen kardeşim ya.
YAREN : Beni gaza getirme abi,saçından sürükleye sürükleye getiririm,görürsün...
CENK : Hahahaha görende asayiş polis sanıcak.
YAREN : Abi bi isim vericen,uzattıkça uzatıyorsun,sen söylesene bi.
CENK : Yerin kulağı vardır,yaklaş kulağına fısıldıcam.
(Yaren'in yoğun ısrarı üzerine Cenk'in söylemekten başka çaresi kalmamıştır ve şu ismi kulağına fısıldar.)
CENK : ...........
YAREN : ?????
***** 1. BÖLÜMÜN SONU *****
25 Nisan 2012 Çarşamba
PLATONİK / Bölüm 1 / Sahne 9
SAHNE 9
(Ekber'i gören Tufan koşarak kaçamayacağını ve dayak yiyeceğini bilir.Tek kurtuluşunun denize atlamak olduğunu düşünür,kıyafetleriyle denize atlar.İleriye doğru yüzmeye başlar.)
EBRU : Hahaha ne oldu ya?
TUFAN : SENLE SONRA GÖRÜŞCEZ EBRU!
EKBER : Vay a*ına koyim.Piçe bak piçe nasılda yüzüyor,bu g*t korkusuyla karşı kıyıya gider artık.Laaan! Dikkat ette gemi falan çarpmasın.
TUFAN : Atlasana yiyosa!
EKBER : A*ına koduğumun oğluna bak hala laf yapıyor!
TUFAN : Ne oldu yemedi mi?
EKBER : ULAN TAŞ YOK MU TAŞ?
(Ekber yerde bulduğu taşları Tufan'a doğru atmaya başlar ama hiçbirini isabet ettiremez.)
EKBER : Kızım bu salağı nerden buldun ya? Çok aradın mı?
TUFAN : Karavanaaa!
EBRU : Kaçıyor abi kaçıyor.
TUFAN(nefes nefese) : ALLAH BELANIZI VERSİN,DONUMA KADAR ISLANDIM he-he-he-he.
EBRU : Telefonuna baksana ya!
TUFAN(nefes nefese) : Hasiktir gitti iPhone he-he-he-he.
EBRU : Sana kim dedi atla diye? Erkek olucan bide.
EKBER : Lan elbet çıkıcan ordan! Ben ha burda bekliyorum.Ebru sen eve git.
EBRU : Abi bırakta şunun çaresiz halini izliyim.
EKBER : Ben sana sonra sorucam,merak etme.
EBRU : Ben çekirdek alıp,geliyim mi ya?
EKBER : Piknik kuralım istersen?
EBRU : Olur,valla.
EKBER : Lan yürü git! Adamı hasta etme.
EBRU : O zaman 5 dakika'ya geliyorum ben.
EKBER : Sen hala burda mısın Ebru?
EBRU : Tamam ya.
5 Dakika sonra...
(Tufan'ın baya bir açıldığını gören Ekber sıkılır ve oradaki bank'a oturur.Tam o sırada Ebru gelir.)
EBRU : Geldim,noldu ben yokken?
EKBER : Bakta kendi gözünle gör.
EBRU : Nereye gitti ki? Boğuldu mu yoksa?
EKBER : Aha çıktı suyun üstüne!
EBRU : Yuhhhh! O hala yüzüyor mu ya?
EKBER : Birazdan hava kararıcak.
EBRU : Ayy valla soğuktan ölecek ya.
(Tufan'ın ayağına çok kötü kramp girer ve son ses bağırmaya başlar.)
TUFAN(nefes nefese) : İmdaaaaaaaaaaaaat! Yardım edin! He-he-he-he
EBRU : Abi sende duydun mu?
EKBER : Evet,imdat diyor.
EBRU : Bişey olmaz ona.
EKBER : Ne hali varsa görsün,hadi biz gidelim.
EBRU : Ama onu bu şekilde bırakamayız.
EKBER : Kızım görmüyo musun?Taa nereye gitmiş.Burda durupta ne yapıcaz?
EBRU : Aaaa baksana ''ben burdayım'' diye el sallıyor.
EKBER : Boğuluyor olmasın.
EBRU : Hıı? Ya abi ben korkmaya başladım.
EKBER : Sen rahat ol.
EBRU : Nasıl rahat olayım ya? Adam ölücek!
EKBER : Sen şu ilerdekini görüyo musun?
EBRU : Ohh be! Valla ucuz atlattı!
EKBER : Sen öyle san!
EBRU : Niye ki ona kadar yüzerse kurtulur bence.
EKBER : Ben kimseyi göremiyorum!
EBRU : Nee! Hani bakim ! Aaaa nerde bu ya?
EKBER : Boğuldu!
EBRU : Nasıl olur ya? Olamaz öyle bişey.Tufan ölemeeez.Bu vicdan azabıyla nasıl yaşarım ben?
EKBER : Demin gülüyordun,ne oldu?
EBRU : Keşke hiç gelmeseydin abi.
EKBER : Kendi düşen ağlamaz Ebru,ben gidiyorum.
EBRU : Bok vardı geldin,bok vardı.
EKBER : Lan bak beni deli etme. Senide denize atarım şimdi he!
EBRU : Tamam abi tamam tamam git sende!
EKBER : Hadi düş önüme.
EBRU : Ben hiçbir yere gitmiyorum,sen gidersen git.
EKBER : Aman be iyilik yapanda kabahat zaten,ne halin varsa gör!
(Ekber gidince Ebru kendi vicdanıyla başbaşa kalmıştır,havanın kararmasıyla birlikte Ebru'da ağlamaya başlar.)
EBRU : TUFAAAAAAAAAAAN ! TUFAAAAAAAAAAAAN !
Allah'ım inşallah ölmemiştir,umarım düşündüğüm gibi değildir! Offf abi niye geldin? Tufan niye gittin? Ne olur yaşadığına dair bir işaret istiyorum senden,seni kaybedince anladım ne kadar çok sevdiğimi,değerini bilemedim :( Var ya eğer gelirsen söz bir daha bırakmıcam seni,istediğin kadar tokat at,döv ama ne olur geri gel,çık şu denizden.Bak valla bi daha sana gayde demicem! O kadar sıkı sarılıcam ki sana bir daha hiç bırakmıcam.Eğer içimin bu kadar yanacağını bilseydim,ne yapıp eder gitmene engel olurdum keşke sende bu kadar korkak olmasaydın...
***** DEVAM EDECEK *****
23 Nisan 2012 Pazartesi
PLATONİK / Bölüm 1 / Sahne 8
SAHNE 8
(Nilay evdeki işini bitirdikten sonra bilgisayarın başına geçer.İnternette ilk bakacağı şey ise kendi Facebook hesabı olur.)
NİLAY : 108 bildirim,32 mesaj mı!? Oha ya birgün girmedik şuna bak!Virüs gibi çoğalmışlar.Şimdi işin yoksa şunlara laf yetiştir off yaa.
(Nilay kimlerden gelmiş diye bildirimlere bakar ve şaşkınlığa uğrar.)
NİLAY : Yuh bu kadar yavşak profilime nerden girmiş ya?Tüm yazdığım şeyleri beğenince benimle aynı fikirde mi oluyorlar anlamıyorum ki? Amaan Allah korusun.Bunlarca ancak bu ortamda bulunurum zaten.Hayır yani böyle yaparak benle iletişime geçeceğini mi sanıyorlar acaba? Abazalar ya virüslü dosya gibisiniz.Face'ten ne zaman silsem,tekrar çıkıyorsunuz bir yerden.Allah cezanızı versin ya.
(Nilay ; fotoğraflarına yapılan yorumları okumaya başlar ve sinir küpüne döner.)
Nilay çok güzel çıkmışsın yaa.
NİLAY : A-a.Salağa bak bide güzel çıkmışsın diyo.Lan zaten güzelim,güzel çıkıcam tabii.
Off hasta oldum ya.
NİLAY : Geçmiş olsunda doktor değil öğretmenim ben canım!
Nilay bayıldım ya bu fotona.
NİLAY : Hahaha çok teşekkürler.Kolonya falan veriyim mi şekerim? Belki ayılırsın.
Süpersin hayatım,yıllar geçtikçe daha iyiye gidiyorsun.
NİLAY : Hayatın süperse bundan banane canım ya.Git durum falan yaz benim fotoğrafın altını niye kirletiyorsun?
Ben çeeektim.
NİLAY : İyi bok yedin canım.
Maşallah,maşallah.Nazar değmesin.
NİLAY : Allah kabul etsin canım.
Nilay'ın teyzesi : Süper çıkmışsın Nilay,annenlere selamlar.
NİLAY : Teyze sen yapma gözünü seviyim ya.Annemin numarasını kaybettiysen veriyim özelden,sıkıntı yok yani.
Nilay bu fotoğrafına öldüm,bittim ya.
NİLAY : Allah rahmet eylesin canım.Eee sen öldüğüne göre yorumu kim yazdı o zaman?Hala yaşıyorsundur canım.
Taş <3
NİLAY : Seni bi bulsam o taşı atıcam kafana ama neyse.
Çok iyisin,meleksin melek.
NİLAY : Sende şeytansın,otur sıfır.
<3
NİLAY : Kalbin fotoğrafıma düşmüş,geri tak istersen canım.Benden bilirler mazallah!
Eridiiim.
NİLAY : Niye sen buz muydun ki canım?
Beğendim :)
NİLAY : Sana beğen diyen oldu mu canım?
Çok seksisin aşık olmamak elde değil.
NİLAY : Sıhhatler olsun.
Nilay en büyük hayranınım,bir imza lütfen.
NİLAY : Klavyeden nasıl imza atıcam?Kafayı mı yedin sen?Gülücük yapim,belki işini görür :)
Nilaaay o kadar güzelsin ki aşık oldum yaa.
NİLAY : Fotoğrafıma bakıp can verenler var,sen hala aşık oldum diyorsun,geç bunları canım ya.
Şuna yorum yapmayın havalara giriyor ya.
NİLAY : Hoşgeldin fareli köyün kahvalcısı hahahaha
Ne biçim öğretmensin?Burda millete cevap yetiştireceğine git okulda çocuklarla ilgilen!
NİLAY : Senin gibi orospular oldukça çocuklarıyla ilgilenmek bize düşüyor canım,sus bence?
Nilay seni hiç çekemiyorlar,muhattap olma şunlarla ya.
NİLAY : Tesbih miyim ben?Niye çeksinler canım.
Photoshop yapsan dahada güzel olursun bence.
NİLAY : Bide onla mı uğraşcam canım ya? Çirkin olanlar düşünsün.
Görmeyeli çok güzelleşmişin bi değişmişin sanki.
NİLAY : Sende hala ilkokuldasın sanki!Kaç senedir görmemişin dediğin lafa bak.Hala büyümedin mi sen?
(Nilay fotoğraflarından çıkıp,gelen yeni mesajlarına bakar.)
NİLAY : Şeytan diyor ; ''Kapat şu Facebook'u kimse ulaşamasın.'' Bu kadar olmaz ya.Hadi teşekkür falan etsem yüz buluyorsunuz diyicem ama sizde o da yok ki.Şu cevapları verirken eğlenmesem,umrumda bile değilsiniz,galiba sizinde hoşunuza gidiyor ama artık öyle olmayacak ciğerci kedileri! Kapak fotoğrafımı görürsünüz anca!
*****DEVAM EDECEK*****
19 Nisan 2012 Perşembe
PLATONİK / Bölüm 1 / Sahne 7
SAHNE 7
(Yaren ile Cenk sohbete kaldığı yerden devam ederler.)
YAREN : Abi ne dedin ya? Tam olarak anlamadım ben :S
CENK : Diyorum ki biz platonik seviyoruz ya ne yararı oluyor ki? Karşılıklı sevmedikten sonra ne anlamı var ki ?
YAREN : Abi gerçek aşk bu oluyor işte.Zaten karşılıklı olursa onun adına aşk denmez.
CENK : Ne denir peki?
YAREN : Menfaat ilişkisi.
CENK : O nasıl oluyormuş ya?
YAREN : Hani derler ya hep birbirlerine ''seni seviyorum'' diye,işte onlardan biri hep yalan söylüyor.
CENK : Yok be kardeşim olur mu öyle şey?
YAREN : Hep böyledir abi,hep böyle.Mesela biri çıkar,seni sevdiğini itiraf eder.Sende bakarsın böyle tipine,fiziğine falan uygunsa çıkmaya başlarsınız,sonra ister istemez sende ''seni seviyorum'' demeye başlarsın ama yalandan...
CENK : Niye yalan olsun ki kardeşim? Daha sonrada o da onu sevemez mi yani?
YAREN : Şöyle sever ancak ; birlikte güzel vakit geçiriyorlardır ve onu kaybetmekten korkuyordur.Eee ne yapılır bu durumda? Seninde ona arada sırada aşka dair bişeyler demen gerekir.Hadi bunuda geçtim ; onu sevdiğini rol yapman gerekir.
CENK : Saçmalıyorsun bence,nasıl böyle bi sonuca vardın ki?
YAREN : Bozuk paran var mı abi?
CENK : ''Devamını para verirsen anlatırım.'' mı diyorsun?
YAREN : Yok abi ya,öyle değil.Başka bir şekilde anlatmaya çalışıyorum işte.
CENK : Hee anladım.Dur 1 saniye cebimde 50 kuruş olacaktı.
YAREN : Tamam abi,şimdi yazı mı tura mı ?
CENK : Abicim ne alaka ya? İddaaya girmicez herhalde.
YAREN : Yok,değişik bişey yapıcaz.Ben yazı diyorum sende tura ol abi.
CENK : Tamam,ne oldu şimdi?
YAREN : Elinde niye tutuyorsun o parayı? Havaya atsana abi ya :D
CENK : ALLAH'IM SEN BANA SABIR VER!
(Cenk parayı tavana kadar fırlatır.)
YAREN : Dik gelirse aşık olduğun kişi seni seviyor...Aaa tura geldi.
CENK : Ne oldu ben mi kazandım şimdi?
YAREN : Hayır,ikimizde kaybettik abi ya,dik gelseydi kazanıcaktık.
CENK : İyide bu imkansız kardeşim,şaşırdın mı ya?Kafa mı buluyosun benle?
YAREN : Yazı ve tura seni seven kişilerdir,bunların gelmesi garantidir ama biz platonik aşık olduğumuz için dik'i seçeriz.
Sırf imkansız olduğu için... Yani sevdiğinle aranda ne kadar mesafe varsa aşkında o kadar büyük olur.
CENK : Yani olurda hayal kırıklığına uğramak için öyle mi?
YAREN : Evet abi.Çünkü kimse hayal ettiğinden daha iyi olamaz hiçbir zaman.Tanıdıkça hergün içindeki aşkın artmasını beklerken tam tersine ondan nefret etmeye başlarsın,gün gelir ayrıldığına sen bile şaşırırsın.
CENK : Baaak sen! Neler biliyomuşta kardeşim haberim yokmuş.Bir örnek daha ver bakalım.
YAREN : Yerde çok güzel bir papatya görürsen ne yaparsın?
CENK : Hemen koparırım.O beni seviyor mu?Sevmiyor mu? diye yaprakları koparmaya başlarım.
YAREN : Bende diyorum ki koparma bırak yerinde kalsın! Abi,aşkta böyle bişeydir ona sahip olduğun anda her hareketinden,sözünden anlam çıkarmaya başlarsın.Hergün seviyor mu? Sevmiyor mu? diye kafayı yersin abi.Elinde gün geçtikçe solmaya başlar ilk gün sana güzel gelen o papatya.
CENK : Vaaay bak ben hiç böyle düşünmemiştim,sen neymişsin be kardeşim?Yani diyosun ki uzaktan sevmek en güzeli,koparıp ona zarar vermektense arada bir gelip ona bakmanın keyfini yaşarsın,sevginle sularsın onu öyle değil mi?Gizleyerek tabii,hiç kimsecikler görmeden,bilmeden.
YAREN : Ne güzel anlamışın beni abi ya.İlham perin oldum,bununla ilgili şiir yazarsın şimdi.
CENK : Oooo hiç kaçmaz,1 dakika süre tut sende.
YAREN : Başladı...
(1 dakika süre sonra)
CENK : Oku bakalım kardeşim,beğencen mi bakalım?
YAREN : Sen yazarsında beğenmez miyim abi ya?
(Yaren şiiri alır ve sesli bir şekilde okur.)
YAREN : ''Sen gönül bahçe gördüğüm en güzel papatya.
Elimde solarsın diye seni asla kopartmam.
Ayrılmak yok,uzaktan sevmek var,gerçek aşk budur.
Sol yanımda kal,gözyaşım seni büyüten yağmurum.''
(Cenk-Platonik...)
DEVAM EDECEK
17 Nisan 2012 Salı
PLATONİK / Bölüm 1 / Sahne 6
SAHNE 6
(Tufan ile Ebru muhabbet etmek için daha sakin bir yere,evlerinin yakın olduğu sahile gitmişlerdir.)
EBRU : Hayırdır aşkım,niye sustun ya?
TUFAN : Sanırım vicdan azabı duymaya başladım.
EBRU : Benimle olduğun için mi?
TUFAN : Hayır ya ne bileyim :S Benim biraz buruk içim,belkide en yakın arkadaşımı kaybedicem ona üzülüyorum :(
EBRU : Sen genç adamsın merak etme daha iyisini bulursun be.
TUFAN : Şuna bak sanki sevgilimden ayrılmışımda bana teselli veriyo ya.
EBRU : Ama doğru değil mi? Üzüldüğün şeye bak Allah Aşkına.
TUFAN : Kendini sanki suçlu gibi hissediyorum.Ya değişik bir duygu,anlatamam sana.
EBRU : Takma kafana ya,hem onunla olmazdı ki zaten,ben öyle sevmiyorum utangaç adamları.Erkek adam seviyorsa gelip yüzüne söyler,günlere hatta aylarca içinde saklamaz.
TUFAN : Ya iyi hoş diyorsunda sen niye söylemedin bana aşık olduğunu?
EBRU : Sonuçta iyi bir arkadaştık,seni kaybetmekten korkuyordum.
TUFAN : Ben sevmem öyle utangaç kadınları...
EBRU : Haydaaa!Onunla bu aynı şey mi ya?
TUFAN : Bazen hiç tanışmadığın birini kaybetmekten korkabilirsin.
EBRU : Hiçte bile.
TUFAN : Sen hiç birini karşılıksız sevmedin mi?Mesela ünlü birine aşık olmadın mı hiç?
EBRU : Öyle şey olur mu ya?Yakınımda olan kişiler yerine elin adamına aşık mı olcam ben?
TUFAN : Öyle aşık olanlar çok var mesela ölünce o kişi,gidip intihar edenler oluyor.
EBRU : Kimse için kendi canıma kıyamam ben ne olursa olsun.Hem sen bunları bana niye anlatıyorsun ki?
TUFAN : Ya Cenk'te seni öyle seviyordu işte.
EBRU : Burda gelip dış kapının mandalını savunma bana!Hem ben sevdiğim adama kavuştum,mutluyum ya.
TUFAN : Ya sana göre herşey güzel,iyi,hoş...Sen benim yerimde olsan ne düşünürdün?
EBRU : Aptallık ediyorsun ya bunları düşünmen bile hoş değil açıkcası.
TUFAN : Hatırlarsan sen bile demiştin en yakn arkadaşını bir kıza sattın diye!
EBRU : Hani benim için değerdi? Ne demek istiyorsun sen ya?
TUFAN : Ben yalnızlığa alışkın biriyim,bir başkasına aşık olmaktan korkuyorum,tamam mı?
EBRU : Ne yani şimdi sana siktir çekmemi mi bekliyorsun?
TUFAN : Öyle demek istemedim ya.
EBRU : Peki o zaman,siktir git!
TUFAN : Ebruuuu!
EBRU : Hadi canım hadi! Siz 2 gay takılmaya devam edin anca uzaktan benim gibi kızları kesersiniz,olurda göz göze gelirseniz ''bana baktı'' diye kendi çapınızda sevinirsiniz çünkü beceriksizin tekisiniz.
TUFAN : Ya sende taktın ''gay misin'' diye dönüp dolaşıp aynı şeyi söylüyorsun.
EBRU : Bazıları sırf benle sevgili olmak için peşimde pervane olurken sen gelip lagaluga yaparsan senin o erkekliğinden şüphe ederim ben.
TUFAN : Ya bi yanda kaç yıllık arkadaşım olunca normal değil mi sence?
EBRU : Gay olman mı?
TUFAN : Tebrik ederim,hassas noktamı iyi yakalamışın ne zaman karşı çıksam sana ordan vuruyorsun.
EBRU : Erkeklere karşı zaafını mı?
TUFAN : NE DİYOSUN KIZIM SEN?NE DİYOSUN SEN BE!?
(Tufan Ebru'ya yavaş bir tokat atar.)
TUFAN : Gururum incindi yani ya. YETER BE YETER..!
(Şansa bakar mısınız?İşte o sırada sahilde yürüyüş yapan Ebru'nun abisi,aynı zamanda mahallenin kabadayısı Ekber olanları görür ve o tarafa doğru koşmaya başlar.)
EKBER : SEN KİMİN KARDEŞİNE TOKAT ATARSIN LAN YAVŞAK?
EBRU : A-a-abiiiii!
TUFAN : Allahu Ekber,Allahu Ekber...
EKBER : Beni görünce imana geldi pezevenk! GEL LAN BURAYA!
*****DEVAM EDECEK*****
14 Nisan 2012 Cumartesi
PLATONİK / Bölüm 1 / Sahne 5
SAHNE 5
(Cenk şiir yazmaya devam ederken,lise 3.sınıfta okuyan kardeşi Yaren,odasına girer.)
YAREN : Abi napıyorsun? Şiir mi yazıyosun yine?
CENK : Yaren ben sana kaç kere dedim?Kapıyı tıklamadan odaya girme diye...
YAREN : Kusura bakma abi ya,bi daha olmaz.
CENK : Ama hep öyle diyosun pat diye giriyosun içeri.
YAREN : Abi beni kovuyo musun şimdi ya?
CENK : Yok canım.Olur mu öyle şey? Gel tabii.Ben seni sadece uyarmak için söyledim,alınma hemen.
YAREN : Tamam abi sorun yok o zaman,o yazdığın şiiri bende okuyabilir miyim?
CENK : Tabii ki al,bakalım beğencen mi?
(Yaren Cenk'in elinden şiir defterini alır ve yazdığı şiiri sesli bir şekilde okumaya başlar.)
YAREN : ''Sesini bir kere duysam kalbim yerinden sarsılır.
En gürültülü ortamda bile duyulur atışı.
Vücudumdaki depremin sebebidir tek bakışı.
İşte bu yüzdendir onun gözlerinden kaçışım.''
YAREN : Abi naptın sen ya?Ne güzel şiirmiş bu!Devamı var mı?
CENK : Yok,daha yazmadım.
YAREN : Peki abi,kime bu şiir?
CENK : Hiç kimseye.
YAREN : Valla şu sözlere bakarsak ; heyecanlanman için onu görmen veya sesini duyman yetiyor,bunlardan biri olursa kalbin daha hızlı atıyor sanki yerinden çıkacakmış gibi ama onunla konuşmaya sırf bu yüzden utanıyor ve iletişime geçemiyorsun.
CENK : Bravooo! Şu dizeler bundan iyi açıklanamazdı,helal olsun valla.
YAREN : Eee yani kimin kardeşi?Ben anlamıcamda kim anlıcak?
CENK : Dimi ya? Ne güzel dedin onu.
YAREN : Eee abi anlatıcak mısın bana?
CENK : Üzgünüm.
YAREN : Lütfen abi ya.
CENK : Güzel kardeşim benim,sen bu konularla ilgilenme git dersin varsa ona çalış.
YAREN : Abi söyle nolur sanki aramızda kalıcak.Valla çatlıcam çok merak ettim ya.Belki yardımcı olurdum abi ne diyosun?
CENK : Off! Söyle söyle diye başımın etini yedin Yaren,odamdan çıkar mısın lütfen?
YAREN : Tamam abi,sen uzaktan bakmaya devam et o zaman.
CENK : Şuna bak şuna! Hala laf yapıyor sen git o tribi sevgiline at.
YAREN : Sevgilim olsa...
CENK : Sorarım sana...Bizim neden bir sevgilimiz yok?
YAREN : Hep imkansıza aşık oluyoruz,ondan oluyor abi.
CENK : Bu kadar olur ya! Seninde mi platonik durumlar?
YAREN : Evet abi ya,hiç sorma.
CENK : Gel,gel!Otur şuraya sende bendensin o zaman.
YAREN : Çok sağol abi ya sonunda beni anladın.Gerçekten birine içimi dökmeye o kadar ihtiyacım vardı ki bilemezsin.En yakın arkadaşıma bile anlatamıyorum bu durumu.
CENK : Bundan sonra öyle birşey olduğunda bana anlat,hiç çekinme tamam mı kardeşim?Nasıl olsa ikimizinde sıkıntımız aynı.
YAREN : Tamam abi,anlatıcam bundan sonra.Biz niye daha önce düşünemedik bunu ve hep birilerine anlatmaya çekindik sence?
CENK : Bence iyi yaptın çünkü hemcinslerine anlatırsan onlarında aşık olma ihtimalleri var.
YAREN : Nasıl yani?
CENK : Bak sana abi tavsiyesi ; içindeki aşk platonikse bunu sakın arkadaşlarına anlatma!
YAREN : Neden ki? Onlarında yardımcı olması için anlatırsın bazen.Sırf senin sevdiğini muhabbeti varsa yumurtlasınlar diye...
CENK : Hayır kardeşim,tam tersine.Sen aşık gözüyle o kadar iyi anlatırsın ki ona karşı bakış açıları değişir ya elinden almaya çalışırlar yada onu kullanıp seni rezil etmeye....
YAREN : Hadi yaa!Demek onun için olmuyor.Öyleyse anlatmamak en iyisi başkalarına.İçindeki aşkı kimse bilmicek fırsat bulursan sevdiğini gidicen,yüzüne söylicen...Öyle mi diyorsun abi?
CENK : Aynen,öyle diyorumda söyleyemiyoruz ki işte.
YAREN : Aslında abi sevdiğimizi söylemekten değilde en çok hayal kırıklığına uğramaktan korkuyoruz.Sonuçta onunla ilgili o kadar hayal kurmuşsun olumsuz bir yanıt aldığında ruh halini düşünsene...Diyeceksin ki kendi kendine o kadar zaman ben buna mı aşık kaldım?Onu düşünmekle geçirdim onca vaktimi...Başını yastığa koyduğun anda hatırlarsın uykusuz gecelerinin ne kadar boşa geçtiğini...
CENK : Orası öylede ama bide iyi tarafından düşünsene..!
YAREN : Bu iyi tarafını düşünerek geçiriyoruz işte abi o yüzden aşığız ya zaten.
CENK : O zaman kendimize şu soruyu sormalıyız ;
''Sevdiğimiz kişi hayal ettiğimizden daha iyi olabilir mi? Ve ne olursa olsun verdiğimiz sevginin karşılığını alabilir miyiz?''
*****DEVAM EDECEK*****
12 Nisan 2012 Perşembe
PLATONİK / Bölüm 1 / Sahne 4
SAHNE 4
(Cenk'in eski sevgilisi aynı zamanda anaokulu öğretmeni olan Nilay,evinde temizlik yapmaktadır.Ünlü bir aktör olan yeni sevgilisi Acar,onu telefonla arayıp buluşması için ikna etmeye çalışır.)
ACAR : Aloo?
NİLAY : Efendim,canım.
ACAR : Napıyorsun?
NİLAY : Temizlik yapıyorum,gelcen mi yardıma?
ACAR : Başka birşeylerde yapacaksak gelirim,tabii.
NİLAY : Başka birşeyler derken?
ACAR : Mesela film izleriz,ders çalışırız.
NİLAY : Ne dersi çalışcam ben senle ya?Birde oturup film izlicez öyle mi?
ACAR : Evet,aynen öyle.Oyunculuk dersi olabilir :)
NİLAY : İyide ben oyuncu olmak istemiyorum ki!Yani diyosun ki haftasonunu evde geçirelim.Hmmm... çok sıkıcısın.
ACAR : Ben sana yemek yaparım olur mu?
NİLAY : Geçende öyle dedin güzelim tava,kapkara oldu.Birde onu yıkamakla uğraştım.
ACAR : Hiç hatırlatma zaten ondan sonra yemek yapmaya tövbe ettim.
NİLAY : Yemek yapmaya tövbe eden birini ilk defa sende gördüm yani.1 dakika,1 dakika...sen bana yemek yaparım dememiş miydin?
ACAR : Oda senin yanınde olabilmek için attığım palavralardan biriydi...
NİLAY : Hahahaha çok teşekkürler :)
ACAR : Ne yani?Geliyim mi?
NİLAY : Yooo!
ACAR : Ama seni çok özledim Nilay.
NİLAY : Artist,kes traşı! Saadete gel.
ACAR : Saadet kim ya?Ben tanımıyorum,komşun falan mı?
NİLAY : Hee yan komşum,seninle tanışmak istiyor.
ACAR : Hadi ya! Bayan mı?
NİLAY(sessiz bir şekilde) : Anan,anan...
ACAR : Ne dedin?Anlamadım.
NİLAY : Hiiiiç.
ACAR : Çekinme,söyle...
NİLAY : Aman,aman,aman!
ACAR : Gezdin,tozdun.
NİLAY : Aman,aman,aman!
ACAR : Sazdın,sözdün.
NİLAY : Aman,aman,aman!Giderek üzdün bizi Acar,giderek üzdün bizi Acar.
ACAR : Yoksa..!Hamile misin?
NİLAY : Yok,canım.
ACAR : Saadet yanında mı?
NİLAY : Ya sen beni sinir etmek için mi aradın?
ACAR : Aslında öyle bir niyetim yoktu,ben seni yanlış anladım galiba.
NİLAY : Neden aradın o zaman?
ACAR : Ya işte müsaitsen buluşalım,diyecektim.
NİLAY : Benim evde mi?
ACAR : Evet,neden olmasın.
NİLAY : Bugün işim var,başka zaman umarım.
ACAR : Off Nilay yaa.Davet eden sendin unuttun mu?
NİLAY : Ya anam mısın?Babam mısın?Niye davet ediyim seni?Lafın gelişi şey ettim ben onu.
NİLAY(içinden) : Güya artist olmuş gerizekalı bişeyide anlasa bari!
ACAR : Acar'ım ben,Nilay.
NİLAY : Ah canım memnun oldum o zaman.Hadi öptüm çoook,by.
(Nilay telefonu tamamen kapatır.)
ACAR : Alooo!Bak yine kapattı ya kesin naz yapıyor,açar şimdi.)
(Aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor...)
ACAR : Mesaj alındı :) ''Konuşacak vaktim yok,seni bekliyorum.'' Gel demeye bile utanıyor canım benim yaa ama ben anladım hemen.Geliyorum lan!
(Tam o sırada Acar'ın telefonuna yeni bir mesaj gelir.Merak edip açıp bakar.)
NİLAY : BOŞUNA HEVESLENME..!
*****DEVAM EDECEK*****
10 Nisan 2012 Salı
PLATONİK / Bölüm 1 / Sahne 3
SAHNE 3

(Tufan hemen Cenk'i arar,Cenk konuşmak istemez,meşgule verir.)
EBRU : Ne oldu ya?Açmıyor mu telefonu?
TUFAN : Ya meşgule verdi,sıkıntı yok.
EBRU : İyi,o zaman :)
10 Dakika Önce...
(Ebru'nun sesini duyan Cenk heyecandan yüzüne kapatır ama sevinçten havalara uçmuştur.)
CENK : Sen ne güzel Cenk dedin öyle ya...Ahh ahh sesi o kadar tatlıydı ki ismimi söyledi ya benden mutlusu yok ya,hayata döndüm vallah.Keşke konuşsaydım ya birazcık daha dinleseydim onu ama napim dilim tutuldu ya,lanet olsun.
(Cenk bu sevinçle yatağa uzanıp kendi kendine düşünür ve hayaller kurmaya başlar...)
CENK : Vaaay be bu kız bana çok iyi geliyor ya.Ne kadar üzgün olsamda onu bir görmem,sesini duymam yetiyo vallah.Onu ne kadar çok sevdiğimi daha iyi gösteremezdim herhalde.Tufan sağolsun yaa boşuna kanka demiyom ona.Ben bu aşkla ne şiir yazarım şimdi...
(İşte o sırada Tufan ile Ebru,Cenk'i bir kez daha arar.)
CENK : Aaa yine Tufan arıyor.Ebru hala yanındaysa ve beni aramasını ısrar ediyorsa?Bu halde bi daha Cenk derse düşüp bayılırım şimdi,en iyisi meşgule veriyim o anlar zaten şuan konuşmak istemediğimi...
(Cenk'in o anda aklına gelen ve hemen kağıt kalem alıp yazdığı dörtlük,içindeki aşkını çok iyi özetler...)
- Sesini bir kere duysam,kalbim yerinden sarsılır.
- En gürültülü ortamda bile duyulur atışı.
- Vücudumdaki depremin sebebidir tek bakışı.
- İşte bu yüzdendir onun gözlerinden kaçışım...
(Cenk-Platonik...)
*****DEVAM EDECEK*****
*****DEVAM EDECEK*****
9 Nisan 2012 Pazartesi
PLATONİK / Bölüm 1 / Sahne 2
SAHNE 2
(Ebru'nun sesini duyan Cenk heyecandan telefonu yüzüne kapatır.)
(Ebru'nun sesini duyan Cenk heyecandan telefonu yüzüne kapatır.)
EBRU : Şuan diyecek hiçbirşey bulamıyorum.
TUFAN : Kapattı mı yoksa?
EBRU : Sen onu geç,Cenk'in beni bu kadar çok sevdiğini bilmiyordum Tufan,sağol yani...
TUFAN : O hiç önemli değilde sen şimdi ne diyorsun?
EBRU : Üzgünüm,ben başkasını seviyorum Tufan.
TUFAN : Sorarım sana kim seni Cenk kadar sevebilir ki?Söylediklerini sende duydun Ebru!
EBRU : Sen sevebilirsin mesela...
TUFAN : Nasıl yani?Ben seni bir arkadaşım olarak seviyorum zaten.
EBRU : Öyle değil Tufan,anla işte...
TUFAN : Hayır,hayır.Öyle düşünme sakın.Cenk benim en yakın arkadaşım,olmaz yani.
EBRU : Peki,onun dediklerini sende duydun buna rağmen hala seni deli gibi istersem,cevabın ne olurdu?
TUFAN : Ama...
EBRU : Aması,maması yok Tufan.Ben senin olmak istiyorum o kadar!
TUFAN : Ya şimdi ne diyim ki sana?
EBRU : Evet?
TUFAN : Şeyi merak ediyorum ya,eğer Cenk telefonu kapatmasaydı ona ne dicektin?
EBRU : Sen beni ne kadar seviyorsan bende Tufan'ı o kadar çok seviyorum.
TUFAN : Arkadaş beni mi deniyorsunuz anlamadım ki :S
EBRU : Ben ne diyorum sen ne diyorsun ya.
TUFAN(içinden) : Ne desemde kurtulsam şu kızdan...
TUFAN : Ihhh... Bende başkasını seviyorum lan!
EBRU : Hadi ordan yalancı!
TUFAN : Arkadaş kalalım bence.
EBRU : Senin iyice g.tün kalktı,Allah yardım etsin...
TUFAN : Yaa istemiyorum zorla mı? Allah Allah...
EBRU : Senin kadar duygusuz birini görmedim
TUFAN : Görme zaten...Ben gidiyom arkadaş ya bari Cenk'i teselli edeyim.
EBRU : Niye? Gay misin?
TUFAN : Ne alakası var be?
EBRU : Peki son birşey sorucam ben güzel miyim?
TUFAN : Fıstık gibisin :)
EBRU : Sende içi boş çıkan antep fıstığısın Tufan!
TUFAN : Nasıl yani iyi mi kötü mü?
EBRU : ODUNSUN TUFAN ODUN! BİLDİĞİN ODUN.
TUFAN : Tamam aşkım,kızma :)
EBRU : He şöyle,senin aşkını yeriim :)
TUFAN : Ya Cenk'e ne dicez?
EBRU : Sen onu siktir et o mal bana açılamaz zaten,görünce gülümserim geçer gider :)
TUFAN : Ya sesini duydu p.ç,cesaret aldı.Şimdi yol boyunca seni anlatır artık,ağız kokusunu çekcem bide...
EBRU : Sende verirsin gazı :)
TUFAN : ''Kız seni dinlerken gözleri doldu sen yüzüne kapatınca gitti.Ayıp ettin oğlum git gönlünü al'' falan.Ama ya seni görürse?
EBRU : Yok ya görse nolcak? Geçen yolda gidiyorum böyle bi baktım bizim Cenk,bende tebessüm ediyim dedim Allah'ı şaştı :)
TUFAN : Hahahaha...
EBRU : Ayy birgün selam vercem,ölür diye korkuyorum :)
TUFAN : Koptum yaa hahahaha... Cenk şuan ne yapıyordur sence?
EBRU : Kalp krizi geçirmiş olmasın.
TUFAN : Ya belkide bayılmıştır ama öyle birşey olsa telefonu açık kalırdı.
EBRU : Amaan neysee tasası bize mi düştü?Boşver ya canı cehenneme.
TUFAN : Diyelim ki öldü,polis gelip son aramalara bakıcak sonra ayıkla pirincin taşını.
EBRU : Saçmalama Cenk ölürse film biter.
TUFAN : Cenk artist mi ki? Ne filmi?
EBRU : İşte...sen tutuklanırsan bizim aşk filmi başlamadan biter.
TUFAN : Senide ihbar ederim o zaman.
EBRU : Biliyorum,sen Tufan'sın yaparsın.En yakın arkadaşını bir kıza sattın!
TUFAN : Ne olursa olsun senin için değerdi Ebru :)
EBRU : Siz erkekler hepiniz aynısınız...ya arasana şunu öyle diyince,merak ettim ben.
*****DEVAM EDECEK*****
8 Nisan 2012 Pazar
PLATONİK / Bölüm 1 / Sahne 1
SAHNE 1
(Günlerden Cumartesi...Saat öğlen 12.00 olmuştur,Cenk izin gününde mışıl mışıl uyumaktadır.Birden telefonu çalmaya başlar,yataktan ulaşamayacağı yerde olduğu için kalkıp almaya üşenir.)
CENK : Off rüyaymış yaa,gözlerimi kapatim belki aynı yerden devam eder. Zzzz...
(Telefon bir kez daha çalmaya başlar.)
CENK : Yaa yeter ama! Açmıyom lan inat değil mi? Ohh zaten şarkı güzel gözlerimi kapatsam masal gibi valla. Zzzz...
(Telefon bir kez daha çalınca,Cenk'in uykusu açılır.)
CENK : Yaa kız gitti,kız valla gitti,bi gözümü açtım,aşkımız bitti offf
(Cenk sinirlenir ve telefonun neden çaldığını merak eder,yerinden kalkıp telefona bakar.Tufan'ın aradığı görünce telefonu açar.)
CENK : Ne var oğlum?
TUFAN : Lan oğlum iki saattir arıyorum şu lanet telefonunu neden açmıyorsun?
CENK : Sanane ya açarım,açmam.Benim telefon değil mi?Allah Allah.
TUFAN : Ebru ölmüş laan!
CENK : Cehenneme gitmiştir inşallah.
TUFAN : Ebru diyom Ebru!Hani bana sabah akşam anlattığın o güzel kız.
CENK : Kanka beni bir daha ara,lütfen yaa.Bu sefer söz açıcam telefonu :(
(Cenk'in gözleri dolar ve Ebru'yu düşünmeye başlar.)
TUFAN : Şaka maka sen açılamadan öldü kız.
CENK : Suuus!Nooluur yapma!Şaka de rüya de ama Ebru öldü deme kanka :(
TUFAN : Bi...
CENK : 1 Nisan dimi kanka?Bugün 1 Nisan?Sen şaka yaptın bana :(
TUFAN : Ya...
CENK : Yalan?Yalan de bari kanka,lütfen ya.
TUFAN : Ya bir dakika dinlesen anlıcan kardeşim ama dinlemiyorsun ki beni.Sırf ilgini çekmek için böyle birşey söyledim ama sen konuşturmayınca uzadı mevzu,pardon kardeşim ya valla bu kadar üzüleceğini bilmiyordum gerçekten bak özür dilerim kardeşim.
CENK : Kanka ya sen söylemesen bile birgün öğrenecektim,başka birinden duyacaktım bunu o yüzden özür dileme benden ya,sorun değil yani,pat diye söylemeseydin keşke...
TUFAN : Öyle demek istemedim,Ebru yaşıyo yani,ölmedi!
CENK : Evet artık kalbimizde yaşıyo be kanka,daha fazla üstüme gelme benim yeter ya!Şuanda ben hiç iyi değilim ya,şoktayım...
TUFAN : Ya Ebru şuan yanımda biz şaka yaptık sana.
CENK : Vallah şuanda sevinsem mi,üzülsem mi,kızsam mı bilemedim ya.Ne desem ki sana?Söylediklerinin hangisine inansam?
TUFAN : Ebruuu!Al şu telefonu konuş şu çocukla.Allah Aşkına inanmıyo bana,Ebruuu sen ağlıyor musun yoksaa? Ebru alsana ya şu telefonu...
CENK : Lan dalga mı geçiyorsun? P.ç kurusu!Senin ben taa...
EBRU : Ceeenk?
*****DEVAM EDECEK*****
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)